• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aidat Borcu Sorgulama
Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam95
Toplam Ziyaret286149
Davetiye
Ziyaretçi Defteri
-- REKLAM --
Site Haritası
Murat Öktem
m.oktem_0258@hotmail.com
Nevruz (Ergenekon) Bayramı
21/03/2014
Nevruz Bayramı

Nevruz, binlerce yıldır kutlanan bir Türk bayramıdır. Sözcük anlamı olarak, yeni gün demek olan Nevruz, baharın gelişini müjdeleyen bir bayramdır. Gece ile gündüzün eşit olduğu 21 mart günü kutlanır. Nevruz bayramı her ne kadar bir Türk bayramı olsa da, belki de Türklerin yüzyıllar süren siyasal egemenliklerinin bir sonucu olarak Fars, Arap, Afgan, Urdu, Kürt vb. kimi halklarca da benimsenmiştir. Nevruz bayramının kökenini Türklerin dışında başka bir halka veya kültüre bağlama çabalarının ciddi bir yanı yoktur. Bu konuda özellikle İran ve Mezopotamya unsuru öne çıkmaktadır.

Ancak bayramın kökeninin İran’a veya Mezopotamya’ya bağlanması hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Çünkü bu bayram, İran ve Mezopotamya dışında çok büyük bir coğrafi alanda kutlanmakta ve bu coğrafi alanın büyük çoğunluğu Türklerce meskundur. İrani veya Mezopotamyalı halkların Türk coğrafyasında her hangi bir siyasal egemenlikleri mevcut olmamıştır. Dolayısıyla Türk halklarının onlardan bu bayramı öğrenmeleri olanak dışıdır. Ama Türklerin İran’da ve Mezopotamya’da yüzyıllar süren egemenlikleri vardır.

Türk dünyasında bu bayrama Nevruz sözcüğünün yanısıra “ Ulusun Ulu Günü “, “ Yengi Kün “, “ Bozkurt Bayramı “ , “ Ergenekon Bayramı “, “ İlkyaz Yortusu “ gibi adlar da verilmektedir.

Nevruz Bayramı, bugün Azerbaycan ve Orta Asya Türk devletlerinin tümünde resmi bayram olarak kutlanmaktadır. Ülkemizde ise sadece halkımız tarafından kutlanmaktadır. Özellikle seksenli yıllarla birlikte bu bayramın bir Kürt bayramı olduğu telkin edilmiş, bölücü örgüt tarafından her yıl 21 mart günü ayaklanma provalarına dönüştürülmüştür.
Ancak özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından bağımsızlığına kavuşan Türk devletleri ve yeniden kaşfedilen Türk dünyası gerçeği sayesinde bu bayramın bütün Türk dünyasında kutlanan milli bir bayram olduğu daha net ortaya çıkmıştır. Anadolu’da Nevruz’un Türklerce nerdeyse unutulmaya yüz tutmuş bir bayram olması onu Kürt bayramı olarak sunmaya çalışanların tezlerine güç vermiştir. Ne varki Türk dünyası gerçeği ortaya çıkınca durum birden değişmiştir. Anadolu’da özellikle sünni Türk / Türkmenlerin arasında unutulmaya yüz tutan bu bayramın Alevi / Bektaşi / Kızılbaş Türkler arasında canlılığını sürdürdüğü bilinmektedir. Alevi / Bektaşi / Kızılbaş Türklerin bu bayramı tüm canlılığıyla yaşatmalarındaki nedenlerden biri de bayrama dinsel bir çerçeve kazandırmış olmalarıdır. Bu bayramın kutlanmasının pek çok nedeni vardır.

Bunlardan kimileri Alevilere göre dinseldir.

1. Baharın / ilkyazın gelişi.
2. Türklerin Ergenekon’dan çıkış günü olması.
3. Hazreti Ali’nin doğum günü olduğuna inanılması.
4. Hazreti Ali ile Hazreti Fatıma’nın evlendiği gün olduğuna inanılması.
5. Kırklar Meclisi’nin toplandığı gün olduğuna inanılması.
6. Bugün, Hazreti Hüseyin’nin öcünü almak için Muhtar Sakafi önderliğinde gizli bir örgütün kurulması ve ihtilal işareti olarak mahallelerde büyük ateşlerin yakılması. Nitekim bu nedenle 21 mart günü Aleviler zulme başkaldırı işareti olarak ateş yakarlar.

Nevruz Bayramının Osmanlı’dan beri ( Osmanlı sarayında da kutlanmıştır.) Cumhuriyetin ilk yıllarına değin Anadolu’da Türklerce çok canlı bir biçimde kutlandığı bilinmektedir.

Hatta Mustafa Kemal Paşa tarafından 22 Mart 1922 tarihinde Ankara’nın Keçiören semtinde Nevruz şenlikleri düzenlemiştir.(
Alevi / Bektaşiler bu bayrama büyük önem vermektedirler. Bu bağlamda 21 mart günü gün ağarırken taze su ile yıkanılır. Boy abdesti alınır. Toplu olarak sabah yemeği yenecekse, önce dede bir dua okur ve herkese süt ikram edilir, kahvaltı yapılır. Daha sonra dargınlar barıştırılır. Hasta ve yoksullar ziyaret edilir. Yeni ölmüşlerin evlerine başsağlığına gidilir. Türbe ve mezarlıklar ziyaret edilir. Nevruz şenliklerinin yapılacağı ev ve kır yerleri önceden saptandığı için, bu yerlerde tüm hazırlıklar tamamlanır. Yaşlılar ve gençler için ayrı ayrı mekanlarda muhabbet sofraları kurulur. Gençler kırlarda şenlikler yaparlar; halaylar çeker, ateş üstünden atlayarak dilek tutarlar. Genç kızlar ve oğlanlar karşılıklı mani söylerler.

Nevruz Bayramı akşamı, “ Hakk Muhammed Ali Meydanı “ açılır. Canlar, bacılar toplanır ve Cem ayini yapılır. Kentlileşmeyle birlikte büyük kentlere göç eden Alevi kitle artık bu bayramı kent koşullarında cemevlerinde kısıtlı olanaklarla kutlamaya çalışmaktadır. Türkiye’de Sünni Türk / Türkmenlerin neredeyse unuttukları bu tarihsel Türk bayramını dinsel kimliklerinin yanısıra taşımaktan büyük kıvanç duydukları Türklük / Türkmenlik kimliklerinin bir gereği olarak kutlayan Alevi / Bektaşiler, Türk kültürünün destansı ve efsanevi taşıyıcıları olduklarını diğer pekçok olayda olduğu gibi bu olayda da göstermektedirler.



1804 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Mevlana'dan Hikaye - 29/01/2017
Dinle neyden nasıl hikâyet eder Ayrılıklardan şikâyet eder.
Hz.HÜSEYİN'İN TÜRKLÜK DUASI - 13/11/2014
Hz.HÜSEYİN'İN TÜRKLÜK DUASI
Bilinen En Eski Dede Korkut Ata - 14/07/2014
Bilinen En Eski Dede Korkut Ata
Atatürk'ün Ölürken Söylediği Son Söz - 20/04/2014
Atatürk'ün Ölürken Söylediği Son Söz
Geri Gelen Mektup - 11/04/2014
Geri Gelen Mektup
Şah İsmail ve Safevi Devleti (Kızılbaşlar Devleti) - 01/04/2014
Şah İsmail ve Safevi Devleti (Kızılbaşlar Devleti) özet bilgi.
Masal - 28/03/2014
masal derlemesi
Semah ya da Üç Ay kelimesi - 27/02/2014
Semah kelimesinin Tarihçesi
Türkmen Gelenekleri Tarihçesi - 20/01/2014
Yazı alıntıdır. Yalnızca parantez içindeki bilgiler bana aittir.
 Devamı