• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Aidat Borcu Sorgulama
Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam26
Toplam Ziyaret284320
Davetiye
Ziyaretçi Defteri
-- REKLAM --
Site Haritası
Murat Öktem
m.oktem_0258@hotmail.com
Semah ya da Üç Ay kelimesi
27/02/2014

Üç hilal, Türk tarihinin en önemli simgelerinden biridir. Sanılanın aksine hilalin ve üç hilalin tarihi, İslamî dönemle başlamış değildir. Hilal ve üç hilal, İslam öncesi Türk tarihinden bugüne değin gelen millî sembollerimizdendir. Yakın zamanda bulunan Gök Türk sikkelerinin üzerinde dahi hilal ve hatta yıldız simgeleri mevcuttur. Yine büyük Türkçü Nihal Atsız’ın, Gök Türkler dönemini anlattığı “Bozkurtların Ölümü“ adlı romanında da gökte Ay’ın üçe ayrılıp üç hilal olduğundan bahsedilmektedir. Lakin günümüzde üç hilal dendiğinde akla hemen Osmanlı Devleti’nin bayrağı olduğu yönündeki görüş gelmektedir. Oysa üç hilal, Osmanlı döneminde devletin değil sadece donanmanın ve mehteran takımının flamasıdır. Osmanlı Devleti’nin bayrağı, kırmızı zemin üzerinde bir hilal ve sekiz köşeli bir yıldızdan oluşmaktadır.

(Mehteran ve donanma Alevi - Bektaşi olan orduya mensuptur.)
 
Günümüzde tarihi bir hatıra olarak yaşatılan mehteran takımının flamalarında gördüğümüz üç hilal, tıpkı mehteran takımı gibi Gök Türklerden beri vardır. Mehteran takımı ya da daha doğrusu bir nevi ordu bando takımı, Türklerin icadıdır. Savaş meydanında orduyu yüreklendirmek ve düşmana korku salmak için bir takım yüksek ses çıkaran çalgıların çalınması Gök Türklerden bu yana uygulanagelmekte olan bir Türk geleneğidir.
 
Üç hilalin ne anlama geldiği konusunda şimdiye değin pek çok görüşler ileri sürülmüştür.
 
Bunlar; üç hilalin, Recep, Şaban ve Ramazan’dan oluşan üç mübarek ayı simgelediği, Osmanlı’nın egemen olduğu üç kıtayı simgelediği, Hak, Hukuk ve Adaleti simgelediği, İman, Ahlak ve Adalet anlamına geldiği vb. şeklindedir.
 
Her biri ayrı bir güzellik barındıran bu görüşlere son derece saygı duyan biri olarak üç hilalin taşıdığı manaya dair bir görüş de:

Türkçede Ay anlamında gelmek üzere Farsça “Mah” sözcüğü ve ondan türemiş birkaç başka söz de kullanılıyor. “Mah – ı Matem / Yas Ayı”“Mah – i Tab / Mehtap / Ay Işığı“  dilimizde yer alan Farsça kökenli tabirlerden ilk aklımıza gelenlerdir.
 
Alevi Bektaşi Türklerin dinî ritüellerinden yani ibadetlerinden biri olan “Semah” sözcüğünün de Farsça bir tabir olduğu belirtilmektedir. Semah sözcüğünün etimolojisi ve ihtiva ettiği mana hususunda birkaç başka görüş daha vardır. Lakin biz Farsça kökenli oluşunu temel alan görüşe itibar etmekteyiz. Buna göre “Semah” Farsça’da  “üç” anlamına gelen “Se” ile “Ay” anlamına gelen “Mah” sözcüklerinin birleşiminden meydana gelmiştir. Mah sözcüğü hem Ay anlamına gelmekte hem de Ay’ın çeşitli biçimlerini, sözgelimi “Hilal” halini de ifade etmektedir. Bu durumda “Semah”  sözcüğü  “Üç Hilal“ demektir. Gerçekten bir ibadet olarak Semah bütün figürleri ve icra ediliş biçim ve amacıyla üç hilali anlatmaktadır.
 
Bu üç hilalden biri ve birincisi Hak Teâlâ’dır. Yüce Allah veya Öz Türkçe ifadesiyle Yüce Tanrı demek olan Hak Teâlâ sözü, Alevi - Bektaşi terminolojisinde, bütün İslamî mistik akımlarda olduğu gibi Allah – u Teâlâ anlamında kullanılmaktadır. İşte üç hilaldeki birinci hilal, Yüce Allah’ı simgelemektedir. Bu noktada, Hilal ile Allah sözcüklerinin ebced değerlerinin aynı olduğunu belirtmenin de anlamlı olacağı kanısındayım.  

(Arapçada her harfin bir sayısal değeri vardır harflerin sayı değerleri toplanarak bulunan sonuca ebced hesabı denir. Eski Türk edebiyatında sanat olarak kullanılmıştır. Eskiden bu ilimle uğraşan tarikata Hurufi tarikatı denirdi. Bu tarikatın en tanınan üyesi ise En-el Hak dediği için derisi yüzülerek şehit edilen 7 Alevi ulu ozanından olan Seyyid Nesimi’dir.)

 
Üç hilaldeki ikinci hilal ise, âlemlere rahmet olarak gönderilen şanlı peygamberimiz Ahmed – i Muhtar, Hz. Muhammed Mustafa efendimizi simgelemektedir. Üçüncü hilal ise Tanrı’nın aslanı, Allah’ın velisi, Cenab - ı Haydar – ı Kerrar, Hz. Ali el – Mürteza’yı işaret etmekte…
 
Böylece semah yani üç hilal, “Hak – Muhammed – Ali “ üçlüsünün simgesel bir ifade tarzı olarak anlam ve kavram dünyamızdaki ihtişamlı yerini almaktadır.
 
Birileri oyun, folklorik gösteri, dans vb. nitelemelerde bulunsa da bütün semahlar Hak Muhammed Ali aşkına dönülüyor. Bu noktada Hünkâr Hacı Bektaş Veli’nin şu sözleri gerçekten manidardır:
 
“Hâşâ ki semahımız oyuncak değildir
İlahi bir aşktır, salıncak değildir
Her kim ki semahı oyuncak sanır
Cenaze namazı kılınacak değildir”
 
Yanlış anlaşılmalara fırsat vermemek adına belirtelim ki, semah bir ibadet olarak İslam tarihinin ve Alevi Bektaşi dünyasının mukaddes bir ritüelidir. Aynı zamanda tüm Müslümanların, bütün milletimizin ve tüm insanlığın evrensel bir kültürel değeridir. 

Yalnızca parantez içindeki bilgiler bana aittir. Yazı bilgilenme amaçlı bir alıntıdır. Saygılarımla…



3018 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

Mevlana'dan Hikaye - 29/01/2017
Dinle neyden nasıl hikâyet eder Ayrılıklardan şikâyet eder.
Hz.HÜSEYİN'İN TÜRKLÜK DUASI - 13/11/2014
Hz.HÜSEYİN'İN TÜRKLÜK DUASI
Bilinen En Eski Dede Korkut Ata - 14/07/2014
Bilinen En Eski Dede Korkut Ata
Atatürk'ün Ölürken Söylediği Son Söz - 20/04/2014
Atatürk'ün Ölürken Söylediği Son Söz
Geri Gelen Mektup - 11/04/2014
Geri Gelen Mektup
Şah İsmail ve Safevi Devleti (Kızılbaşlar Devleti) - 01/04/2014
Şah İsmail ve Safevi Devleti (Kızılbaşlar Devleti) özet bilgi.
Masal - 28/03/2014
masal derlemesi
Nevruz (Ergenekon) Bayramı - 21/03/2014
Nevruz (Ergenekon) Bayramı
Türkmen Gelenekleri Tarihçesi - 20/01/2014
Yazı alıntıdır. Yalnızca parantez içindeki bilgiler bana aittir.
 Devamı